Post Image
By ufukerdogmusOctober 23, 2009In Bensel

Erdoğan Da Mı Açılım'a Karşı?

DTP’nin karşılama törenine tepkiler büyürken bundan 3 gün önce Ahmet Altan’ın yazdığı yazıyı atlamışım, bir arkadaşım* sayesinde okudum (Bkz. “Barışa Alışmak“). Ahmet Altan’ın yazısının en can alıcı bölümünü aynen paylaşıyorum:

“Türk tarafı kendi çocuklarını nasıl “şehit” gördüyse Kürtler de kendi çocuklarını “şehit” gördü.

İki taraf da diğer tarafın ölüsünü aşağıladı.

İki taraf da kendi haklılığına inandı.

Şimdi iki taraf da yeni bir hayatı, yeni bir barışı kabullenirken zorlanacak.

İki taraf da barış kapımıza geldiğinde “biz kazandık” diye bağırmak istiyor.

Ama barış, savaş değil.

Savaşı sadece tek taraf kazanabilirken, barışı iki taraf da kazanabiliyor.” (Ahmet Altan, 20.10.2009)

Ahmet Altan’ın yazılarıyla çoğunlukla çelişirim. Özellikle neoliberal yaklaşımları, taraflı yorumları genellikle sinirlerimi germekten öteye geçmez. Fakat özgürlük ve eşitlik söz konusu olduğu zaman, her ne kadar çoğu zaman olayları çarpıtarak yorumlasa da genellikle haklı noktalara parmak basar. Özetle yazılarının çoğu zaman tümünü değil, yalnızca belirli bölümlerini onaylarım. Bu alıntıda da (özellikle ilk yarısı tarışmaya açık gözükse bile) tamamen açık ve doğru bir tespitle belirtmiş.

Yıllarca “biz”i “sen” ve “ben” olarak ayrıştıran bir iç savaşın asıl yüzünü vatandaşın çoğunluğu görmedi. Sen ve ben düşman belledik, yaşananı da savaş. Sıra barışa geldiğinde artık seni beni bırakma vaktidir. Sen bana, ben sana yanaşarak, biz barışa yanaşıyoruz. Biz kazanıyoruz.

.

Peki bu yorumda 3 gündür yazdıklarımla çelişiyor muyum? Hayır. DTP’nin yaptığı barışa çomak sokmaktır. Alevi sönmek üzereyken, tekrar körüklemektir. Barışı suistimal ederek, savaşın galibi gözükmeye çalışmaktır. Apo’yu yüceltme çaresizliğidir. Halbuki savaşmak bir insanı asla yüceltemez. Gelmiş geçmiş bütün yüce liderlerin tek ortak yönü barıştır.

.

DTP’nin bu tavrı karşısında açıklama yapan Erdoğan’ın açıklamasında ise iki nokta dikkatimi çekti (Bkz. haber).

1. “Bütün olay silahın bırakılmasında. Silah bırakılmadıktan sonra söylenecek bir şey yok.” derken Baykal’ın aylardır söylediğini aynen tekrar ediyor.

Elbette ki basının haberleri veriş şekli, Baykal ve CHP’nin yorumlarını sunuş tavırlarındaki hatalar bu benzerliği neredeyse farkedilemez kılıyor. Vatandaş hala CHP’yi açılıma karşı sandığına göre, bu durumda Erdoğan da mı açılıma karşı olmuş oluyor?

2. (PKK’nın lider kardosundan bahsederken) “Şu anda zaten üçüncü ülkedeler.”

Özellikle hiçbir gazete bu cümleyi irdeleme gereği bile duymamış… Başbakan bunu biliyorsa, nerede olduğunu neden açıklamıyor? Neden kimse bir şey yapmıyor? Daha kötüsü yapamıyor? Haydi ikinci ülke Irak anladık, üçüncü ülke hangisidir? Bilginin kaynağı neresidir?

Bu soruların cevapları verilmedikçe, PKK lider kadrosu teslim olmadıkça, tabandan 34 veya 340 vasıfsız çete üyesi teslim olsa ne farkeder?

.

* Fatma’ya selamlar.

продвижение seopultфедерация футбола украины Павелко

3 Comments

  • emre cemil ayvalı

    October 23, 2009 at 11:47 am

    Bence tespit yanlış. bir cümleyi alıpta chp’de aynısını söylüyor. ozaman ak partide acılıma karsı demek dogru degıl.AK Parti çok heterojen bir parti ve haliyle sürecin hazmı noktasında teşkilatlar hem fikir değil. Elbette zaman zaman bu cümlelerle iki tarafıda kutuplasmaktan iki tarafında derdiyle dertlendiğini belirtmekten geri durmayacak. Kaldıki silahların bırakılması herkesın ortak arzusu ancak Demokrasiyi silah var pkk var diyerek rehin tutmak doğru değil orası ayrı.
    bu açılım oldugunda tıpkı trt ses gıbı olacagından bır gun sonra herkesın bugun yaptıgı marjınallıklerı yapmayacagından emınım.
    tarafımca bu surecte en net ve anlasılabılır yazılarıda ahmet altan yazmaktadır:)

  • Ufuk Erdoğmuş

    October 23, 2009 at 1:03 pm

    Zaten bu cümleden CHP’nin açılıma karşı olduğu anlamı da çıkmıyor sorun da bu zaten. CHP açılıma karşı bile değil bana göre. Ama muhalefet yaparken tavrın önemini kavrayamadıkları için, hükümet yanlısı basın da aşırı baskın olduğu için bunları görmek zorlaşıyor.

    Ahmet Altan’ın ise fikri belli, yönü belli. Arada çok güzel tespitler yapması, doğru sözler söylemesi, hatta piyasadaki en cesur yazarlardan birisi olması, her söylediğinin, verdiği her mesajın doğru olduğunun garantisi değil, hatta hiç alakası yok.

    Herkesin fikri kendine. Önemli olan değişik fikirlerin olabildğince hepsini inceleyerek kendi sentezini ortaya koymak. Benim çabam da budur. Siteye başlık altına koyduğum Mevlana sözünden anladığım da budur.

    Kişisel düzeyde liberalizme (Türkçesi özgürlükçülük olsa gerek) sonuna kadar evet, ekonomik liberalizme, daha doğrusu neoliberalizme “aman diyim”.

    Bunları karıştırmamak gerek. Ahmet Altan maalesef arada mesajını araya sıkıştırmak için birbirine harmanlıyor bunları.

    AK Parti teşkilatı da istediği kadar kendi içinde gel git yaşasın. TRT Şeş’in ardından çerkez kanalı, azeri kanalı, Laz kanalı açılmadıkça, üniversitelere diğer kültürlerin dersleri eklenmedikçe istedikleri kadar açılımı tartışsınlar, çok da açılamazlar.

  • emre cemil ayvalı

    October 24, 2009 at 9:15 am

    bı kere aslında devletın kanalı olması yanlıs bana gore zaten ozellesınce trt devletın ne turkce nede kurtce kanalı kalmıs olmayacak. devlet lazada cerkezede veya pomagada kanal acma ıznı, kımlıgını anayasal temınat alma gıbı onlemler zaten acılım surecınde almalı. ama kurt meselesını ermenı laz ve cerkezle kıyaslamak dogru degıl.Ama bu demokratık acılım lazada cerkezede alevıyede kurdede haklarını vermelıdır.
    CHP acılıma bence karsı.
    bı kere bırak acılıma detsek olmasını, acılımı konusmaya karsı. Gelın bu sorunu cozelım bak ben vaktı zamanında raporlar yazıdm onları uygulayalım falan hıııc. Bugun ne yazıkkı chp mhpye gıden oylarının pesınde olup Turkculuk yapıyor. Surece MHp kadar olmasada soylemlerle balta vuruyor. Bence bu surecte samımı ıkı lıder var erdogan ve ahmet turk. ıkısıde ıcerde hem partılerıne hem kamuoyuna karsı mucadele verıyorlar. Baykalda ıse tam bı arada kalmıslık var bu da ne yazıkkı sıyası bedelden kaynaklanıyor. Acılım olursa ne mhp ne dtp kalır. CHP nınde kadroları tasfıye olur degısım zorunlu hale gelır.Tavırlardakı ana mesele bu. Baykalın surecı destekleyen pek bı soylemı olmadı. Hadı soylemı bı kenara bırakalım . Ne eylemı ne adımı oldu..