Post Image
By ufukerdogmusMarch 29, 2009In HaberselSiyasal

Seçim Yapıldı, Haydi Herkes İşinin Başına

(Sonuçlar henüz açıklanırken…)

Aylardır ortamın gerilmesine ve ülke yönetimine gereksiz yere  mola vermesine bahane olarak gösterilen “büyük demokrasi sınavı (!)” artık yapıldı. Sınavdan “geçtik mi kaldık mı?” sorusunun cevabını ise işimize geldiği şekilde yorumlayabiliriz. Ama cevap veya sonuç her ne olursa olsun artık malum kişiler işinin başına dönebilir.

Seçim sonuçları ne olursa olsun, asıl önemli olan sonuçlara saygı göstermek, halkın iradesini her ne koşulda ve sonuçla olursa olsun anlayışla karşılamaktır. Düzenin gereği de, insan olmanın, adil olmanın gereği de budur.

Sonuçlarla ilgili şahsi siyasi görüşüm doğrultusunda yorum yapmanın bu sebeple yersiz olduğunu düşünüyorum. Önemli olan benim, senin, onun siyasi görüşlerimizden bağımsız olarak bu seçim sonrasında Türkiye’ye fayda sağlayacak değişimlerdir. Bu amaçla ilk aşamada dikkatimi çeken ayrıntılara değineceğim.

Öncelikle daha önce değişik yazılarda da ısrarla laf arasında değindiğim gibi, “yerel seçim” olmanın özelliğini hatırlayalım. “Yerel” kararlar verilen bu seçimde, özellikle belediye başkanı oylamasında verilen oyların partiye değil, adaya verilmesinin ne kadar hayati olduğu su götürmez bir gerçek. Sonuç olarak yerel yönetimler futbola benzemez. Asıl önemli olan (özünde) seçilen kişidir, parti değil.

Seçim sonuçlarında çoğu gazetede de vurgulandığı üzere ilk dikkatimi çeken nokta buydu. Belediye meclisleri oyları ile belediye başkanı oylarının arasındaki farkın büyüklüğü, aslında yerel yönetimleri doğru kavramışlığımızın göstergesi oldu. Sanırım bu açıdan baktığımda henüz tazecik hayatımdaki en olumlu sonucu bu seçimde yaşamış oldum. Tekrar belirtmekte fayda var. Sonucun ne olduğu bu açıdan önemli değil, yeter ki seçmen partiye değil adaya oy veriyor olsun.

İkinci önemli nokta da İzmir’de CHP, Ankara’da MHP ve İstanbul’da CHP oylarındaki tahminlerin ötesindeki artış. Sonucun ne olduğunu bir kenara bırakırsak bu 3 büyük şehirde bu şekilde büyük değişimler ve küçümsenmeyecek derecede tepki olması, tepkinin karşısındakilerin biraz kenara çekilip düşünmesini gerektirir. Bu durumda İstanbul ve İzmir’den AKP, Ankara’dan da CHP ve AKP ciddi dersler almalıdır.

(Ankara demişken, 8 sene malum kişinin “krallığında” yaşamış bir kişi olarak yalnızca Ankara’ya özel bir parantez açmak istiyorum. Sonuçlar gösterdi ki hele şükür Ankara’da krala oy veren çoğunluk çözülmeye başladı. 2 güçlü aday toplam oyları neredeyse eşit şekilde 3’e böldü. Sonuçta beni şahsen sevindirecek 2 adaydan birisinde birleşilemese de bundan sonra malum kral karşısında “kral çıplak” diyebileceklerin sayısındaki belirgin artış Ankara’nın temizlenmesini 5 sene sonrası için kesinleştirdi. Bir 5 sene daha mevcut yanlışlar ve şüphelerle dolu yönetime katlanırken, çıplak krala ısrarla oy veren saf kalpli hemşehrilerim de artık asla yapılamayacak olan Disneyland’ın hayalleri ile kendini avutur, üzerine birer bardak soğuk ağır metalli Kızılırmak suyu içer.)

İstanbul sonuçları ise CHP’nin doğru yola girişinin ilk sinyali olarak algılanabilir. AKP’nin ilerisi için tedirgin olmasını, CHP’nin de gerçek bir çıkışa geçmesini sağlayacaktır bu sonuç. Elbette ki Deniz Baykal’a karşı halkın çoğunluğu tarafından bir türlü duyulamayan sempatinin de hesaba katılıp bir yönetim ve yüz değişikliği en önemli akıllı atak olur. Tabi yıllardır herkes bunu söylüyor ama, kabul edebilene.

Bu seçimlerde en büyük temennim yaratılmaya çalışılan AKP-CHP iki partili düzeninin kırılmasıydı. Bu da sonuçlardaki belirgin MHP çıkışından anlaşıldığı üzere genel seçimlere kadar ortadan kalkacaktır. Şahsen yalnızca 2 kutuplu bir siyasi denge özünde kutupsuz bir yapıdan farksız olacağı için çeşitlerin artacak olması sevindiğim işaretlerden birisi.

Çeşit demişken sağ-sol nedir bilmeyen milletim için hazmetmesi zor olsa da gerçek soldaki nefessiz boşluk da umarım en kısa zamanda dolar ki adamakıllı tartışmalarla daha ileriye gidebiliriz.