Post Image
By ufukerdogmusMarch 16, 2009In Bensel

Aha Buraya Yazıyorum…

Bu yazı benim kendi fikir ve hislerimi somutlaştırmak için yazdığım bir yazı. İçeriği ile ilgilenmiyor olabilirsin. Okumamak serbest. Vakti bunu okumak yerine, gerçekten birşeyler anlatmaya çalıştığım diğer yazılarıma ayırırsan bilhassa mantıklı bulurum ve sevinirim.

.

Bugün itibariyle, 27 Dünya yılını bu güzel gezegende yaşayarak tamamlamış bulunuyorum.

Ömrümün bu 27 senesi, vaktinde yorumlaması güç, fakat sonu hep güzel beliren anılarla dolu. Bunun için ilk olarak yüce düzene, Yaratan’a, Tanrı’ya, Allah’a Hu’ya, Rab’bime, Ulu Manitu’ya, Chi’ye, Evren’e, Big Bang’in kaynağı olan o tek Nokta’ya, Enerji’ye, adı her ne ise, nasıl tanımlanmak istenirse istensin aynı kapıya çıkan, hepimizin bir parçasını yaşattığımız ve yaşadığımız O’na teşekkür ve şükrediyorum. Bana nasıl olduğum sorulduğunda çoğunlukla söylediğim gibi, 27 yılın ardından hala cevabım aynı: Hamdolsun.

Bu noktadan yola çıkarak Biz’e de teşekkür ediyorum. Biz derken; siz, onlar ve diğerleri de bu tanımıma dahil olmuş oluyor haliyle. Hepimize teşekkür ederim.

Teşekkürlerimin belirli sebepleri var.

İnsan doğası gereği de olabilir, Balık burcu olmamdan da etkilenmiş olabilir; sıklıkla melankolik tavırlara ve duygusal silkinmelere ihtiyaç duyduğumu sandım geçen 27 sene boyunca. Halbuki bugün de daha önceleri olduğu gibi geriye baktığım zaman görüyorum ki hayatım boyunca istediğim, hedeflediğim herşey gerçekleşmiş. Eminim bu gerçek hepimizin hayatında birebir geçerlidir. Fakat biz her ne hikmetse zaman zaman “aslında o kadar da lüzumlu olmayan, çok da istemediğimiz” şeylerin eksikliğine isyan eder, kendimizi ve inancımızı paralarız. Geçen 27 sene boyunca herhalde bu sakinlikte bu acı gerçeği farkettiğim ilk doğum günüm bugün.

Doğum günlerimi de yılbaşları, yıldönümleri vb. “gün”lercesine önemsememeyi doğru bilirim. Kendim için elbette! Yoksa herkesin doğum günü yorumu kendine. Önemseyenlerinkini ben de önemserim. Fakat yine de ben de insanım ve özel bir şey tanımlamayı ve ona inanmayı seviyorum. Bu yüzden bugünü kutlayanlara, sessizce hatırlayanlara, bir şekil ses verenlere de yeri gelmişken teşekkür ederim.

Doğum günü kavramını önemsemeyi kendim için doğru bulmadığımdan olsa gerek, yalnızca 2 tane doğum günümü sayarım henüz. Birisi 1982 yılındaki, diğeri de 2102 yılındaki. Merakla bekliyorum, o sene Çağlar hala hayatta olursa ne yapacak acaba? (Bu paragraf biraz özel mi oldu ne?!)

İlkokulda ya 2 ya da 3 hedef koymuştum kendime. Ortaokula başlarken onları başardığımı hatırlıyorum ki Ortaokul ve Lise için bir liste daha çıkartmıştım kendime. Lise sonda da o listeyi temizlemiştim. Üniversite’de de aynı geleneği sürdürdüm fakat sanırım listeye dersler ve bölümümle ilgili “yapılacak” notu düştüğüm bir şey olmadığından olsa gerek o yıllar öğrencilik başarım açısından pek bir dalgalı geçti. Ama yine de sorumluluk bende. O dönem için “yapılacaklar” listemde bu konuya değinmedim ne de olsa. Değinmiş olsaydım listedeki diğer her madde gibi o da aradan çıkardı kesin. Artık listeler yapmıyorum. Aynı mantıkla listeleyecek şekilde küçük amaçların ve elle tutulur  ufak eylemlerin devrini kapayalı birkaç sene oldu. Yine de halen amaçlar belirliyor, “hayatımın amacı” uğruna elimden geleni yapma yolunda adımlarımı özenle seçmeye gayret ediyorum. Siz de farkında olmasanız da bize bu uğurda yardım edenlerden olduğunuz için, bu yazıyı okuyup, burayı takip etmenizden ötürü bile yine yeni yeniden bir teşekkürü borçlandıklarıma ekleniyorsunuz.

Çok fazla uzatmadan…

Hayatımın değişik dönemlerinde benim için çok önemli kişiler oldu. Bu kişileri genellikle döneme göre kafamda yeniledim. Bugün iyice kabarık olarak beynimi meşgul eden bu “dost” listesini gözümde canlandırdığım zaman farkediyorum ki listeden nedense kimseyi çıkartmamışım, ya da kimse çıkmamış. Nasıl yorumlanması gerektiğini kestirmek güç. Ama yine de her zaman söylediğim fikrimi bu örnek üzerinden de tekrarlamak istiyorum: “Dostluklar zaman ve mekan sınırı tanımaz.” Dostluk bana göre boyutlar ötesi bir bağdır, sorgulamayı, kafa yormayı, dert etmeyi gerektirmez.

Özetle…

Beni var eden, geliştiren, ben yapan… aileme,

Hayatı ve benliğimi süsleyen, zenginleştiren, güçlendiren… dostlarıma,

ve hayatlarımızı çakıştırarak birbirimizi şekillendirdiğimiz herkese teşekkür ediyorum.

İyi ki doğdum ki bizi yaşıyorum.

One Comment

  • nesli

    March 17, 2009 at 1:41 pm

    Evet, iyi ki doğdun… iyi ki varsın.