Post Image
By ufukerdogmusOctober 3, 2009In Haberselİlimsel

Evrim Teorisinde Ortak Ataya Doğru Bir Adım Daha

Evrim konusunda – ben dahil – konunun uzmanı olmadan bilip bilmeyen herkes yorum yapadursun, bilim adamları teoriyi destekleme yolunda gelmiş geçmiş en büyük kanıtlardan birisiyle ilgili açıklamayı dünya kamuoyuna geçtiğimiz hafta yaptılar (Türkçe haber).

Kaynaklarda bu konunun üzerinde çok durulmaması sanırım çıkabilecek tartışmaların büyüklüğünden kaynaklanıyor. İnsanlar belli ki konuyu uzatmaktan bıkmış. İnancı doğrultusunda, ne inancının söylediklerini, ne de bilimsel kanıtları bilmeden “evrim yoktur” diye ısrar edenler ısrarlarından sıkılmış, konu her tekrar açıldığında tekrar geriliyor; bilim adamları da dilinde tüy bitmiş, yorulmuş. Halbuki henüz bilimsel olarak ispatlanmamış bir “teoriyi” bu kadar tartışmak bile bence oldukça anlamsız.

Bilim, önce teori üretir, sonra ispatlamak için çalışır. Teori veya aksi ispatlanana kadar teori ne doğru sayılabilir ne de yanlış. Dolayısıyla sırf inanç sebebiyle teoriyi yok saymak cahillikten başka bir şey olamaz. Bunun benim gözümde ortaçağda inanç doğrultusunda Dünya’nın güneşin etrafında dönüyor olması fikrini reddedenlerden bir farkı da yok maalesef. Hatırlayın, o zamanlarda insanın Tanrı tarafından özel olarak yaratılmış olması sebebiyle, Dünya’nın özel olduğu ve aynı sebepten Evren’in merkezi olması gerektiği savunuluyordu. Bugün de aynı mantıkla “özel” insan varlık soyunun diğer tüm canlılardan farklı olması varsayımı da yine insanoğlunun kendini “Tanrı”nın düzenini tahmin edebiliyor zannetme küstahlığından farklı mıdır?

İnanç aleminin en büyük destekçisi olabileceğinin farkına varıp desteklemek varken, bilimi küçümseyerek bir yere varılamayacağı ne zaman farkedilecek acaba?

.

Resimdeki fosil insansı’ya Ardi ismi verilmiş. Kendisi 4.4 milyon yıl önce yaşamış ne maymun ne insan olan bir “ara canlı”. Zaten evrim teorisinin kayıp halkası da buna benzer, fakat tam olarak bu olmayan, bir türmüş.

Sanılanın aksine evrim teorisi insanın maymundan geldiğini savunmuyor. İnsan ve maymunun, İngilizce “Ape”, Türkçe “insansı” olarak adlandırılan bir türden geldiğini savunuyor. Yani teoriye göre Maymun bizim atamız değil, kuzenimiz oluyor. Teorinin eksik halkası da hem maymun hem de insan için “ata” sayılabilecek özelliklere sahip bir canlı fosili.

Kayıp halkaya en yakın bir önceki fosil olan “Lucy” 3 küsür milyon yaşındaydı. Ardi’nin 4.4 milyon yaşında olması biraz daha geriye gidildiğini ve teorik olarak aranan kayıp halkaya yaklaşıldığını gösteriyor. Bu da bir gelişmedir, fakat yeterli bir kanıt değil elbette.

Bu buluş üzerindeki incelemeler 15 yıl sürmüş. Bunun bir sebebi de beklenmeyen bir çok özelliğin fosilde bulunması. Yani bilimadamları tahminleri üzerine ısrar etmeyerek, kafalarındaki teoriyi uyarlamak durumunda bile kalmış. Açıklamalardan birisinde espriyle karışık bir bilim adamı “belki de maymunlar insanlardan gelmiştir” diyerek hala sonucun kestirilemez olduğunu vurguluyor.

Evrim tartışmasında bilim adamları teoriye inanıyor olsa bile, bilim, inanç gibi işlemez. Ne kadar inanırsanız inanın, sonunda ispat yoksa sonuç yoktur. Dolayısıyla teoriyi ezbere kabul etmek veya körü körüne reddetmektense bilimsel sonuçları sabırla beklemeyi kendime doğru yol olarak seçiyorum.

Bekleyelim ve öğrenelim bakalım, Tanrı’nın yarattığı düzen nasıl gelişmiş.

6 Comments

  • Deniz Erdogmus

    October 4, 2009 at 3:32 pm

    Selam Ufuk’cum kardesim…
    Yazilarinda bazi mantik hatalari gormekten kendimi alamiyorum. Simdi cikmak zorundayim Eda’nin dersine gidecegiz. Ancak bu yaziya aciklayici bilgiler ekleyerek acik ve net gercegi okurlarina sunmam gerekli oldugunu dusunuyorum…

    Su anda sadece kisaca soyleyeyim ki – Ingilizce olarak ve biraz da sovenist bir yaklasimla :)…

    I am proud to be a Great Ape…

    Ape kelimesini kim Turkce’ye “insansi” diye cevirmis merak ettim. Ceviriye hacet yok, tanimini yapalim:

    Ape denen maymun alt gurubu icerisinde Insan (Homo Sapien), Sempanze, Goril, Bonobo (sempanzesi) turlerini iceren hayvan gurubudur. Maymunlar insandan gelmis diyenin alnini karislarim.

    Ilk maymun/lemur denebilecek bilinen fosil yaklasik 55myo (milyon yil once) cikmis ve lemur ve maymun arasinda ayrilmaya baslayan bir baska fosil de birkac sene once bulundu – yasi… yaklasik 47myo.

    Great Ape gurubu orangutanlardan yaklasik 20myo ayrildi, biz en son olarak da yaklasik 4myo sempanzelerden ayrilip kendi yolumuza gittik…

    Neanderthal ve Endonezya’daki Hobit diye esprili olarak adlandirilan paralel gelismis turlerden ayrica sonra bahsederim…

    Son olarak, (uzun oluyor…) Teori kafadan sallanan ispatlanmasi gereken bir tez degildir. Ona fikir/intuition tadinda isim verilebilir. Biraz gozlemden sonra HIPOTEZ kurulur. Bircok ispatlanmis hipotezin uzerine de TEORI kurulur… TEORI zaten herkes tarafindan kabul edilince (ki Kilisenin yercekimini hazmedip kabul etmesi bile ne kadar surdu)… O zaman Kanun olur. Evrim benim gozumde Kanun olmalidir. Bircok bilgili bilim adami da buna katilir sanirim… Vatandas uzulmesin diye simdilik teori diyelim haydi…

  • Ufuk Erdoğmuş

    October 4, 2009 at 5:18 pm

    Daha ilk cümleden itiraf ettim ki yanlışlarım olmuş olabilir: “Evrim konusunda – ben dahil – konunun uzmanı olmadan bilip bilmeyen herkes yorum yapadursun(…)”

    Affola. Konunun uzmanı olduğumdan ve bilgi vermek için değil, konu üzerinde iki damla düşündürebilmek için yazdım. Es geçilecek bir konu değil, benzerleri tarih boyunca karşımıza çıkmaya devam edecektir, o yüzden doğruyu bulmadan önce doğru düşünce şekline ulaşmaktı asıl derdim.

    İnsansı terimi yanlış hatırlamıyorsam Tübitak’ın bu konuya özel olarak uydurduğu bir terim. Ape, sözlükte maymun olarak çevirildiği ve konuyla ilgisi olmayan insanlar teoriyi “insanın atası maymundur” şeklindeki üstünkörü çevirilerle tanıdığı için Tübitak’ın olayı kaynatma yöntemi buydu tahminimce. Yani bilimsel Türkçe’de teorinin tanımı artık “İnsanların atası insansılardır” olmuş oldu. Çok cin bir yaklaşım anlayacağın.

    Maymunlar insandan gelmiştir diyen kimse yok, son açıklama yapan ekipten bir bilimadamı o sözle espri yapmış. “Her an yeni bulgular bulunmaya devam ediliyor, belki sonunda bir bakarsınız meğer maymunlar bizden evrilmiştir” şeklinde konuyu ince eleyip sık dokuduklarını vurgulamak istemiş sanırsam muhafazakar vatandaşlar için.

    İlave bilgiler için ayrıca teşekkür ederim.

    Son olarak son paragrafına ufak bir itiraz yapmak istiyorum. Bilim karşıtı, konu hakkında cahil muhafazakar vatandaş veya yobaz kişiler nasıl bilimsel verileri redderedek teoriyi kabul etmiyorsa herhangi birisinin de henüz 100% ispatlanmadan teoriyi “bence kanun olmalıdır” şeklinde koruması da duygusal bir yaklaşım oluyor. Tamam hepimiz bilime saygı duyuyoruz ama bilim duygusallıktan ayrışık olmalı. Bu açıdan bakmaya çalıştığım ve özellikle bu konudaki sığ bilgimle gördüğüm kadarıyla ben bu teoriye kesin doğrudur diyebilen görmedim. Muhtemelen doğru olabilir, ancak kesinliği ancak zaman ve yeni bulgular gösterecektir. Sabır 🙂

  • Deniz Erdogmus

    October 4, 2009 at 9:26 pm

    1) Hic bir teorinin %100 ispatlanip kanun oldugu gorulmemistir. Nitekim Newton’un yercekimi kanunu(!) dahi Einstein’in relativite’yi kesfetmesi ile kucuk hizlar icin bir local linear approximation olarak kalmistir – ancak aksine bilgi elde edilene kadar yani 1920-25 civarina kadar (ilk kez bir yildizin isiginin gunesin yakinindan gecerken yercekimi ile bukuldugunun olculmesi vakasi) Newton teorisi kanun idi cunku bilinen butun olcumleri en iyi aciklayan teori idi. Burada duygusal bir durum yok – tamamen pratik.

    Teoriler bilinen butun gozlem ve olcumleri acikladigi zaman kanun olur (veya teorinin bilimum tahminleri olcumler ile gozlendiginde – eger onceden yapilmis birsey yoksa)… Einstein’in teorisinin de kanun olmasina zaten ramak kaldi – CERN’de elemanlar su anda ismini hatirlamadigim ama bu teoriye gore varolmasi gereken bir parcacigi ariyorlar.

    Ayni sekilde su anki bilinen butun biyoloji, molekuler biyokimya, genetik, fosil kayitlari vs evrim ile aciklanabiliyor ve celisen hicbirsey yok. Bilimadamlarinin bunun ismini ‘kanun’ olarak degistirmemesi tamamen politik kaygilardan dolayi – yani yukarida soyledigim uzere ‘vatandas uzulmesin diye’… Ortada tartisilacak birsey yok – basit gercek her tur kaniti ile ortada (ornegin neden insanda 23 kromozom cifti var da sempanzede 24 cift var… buna asagida gelecegim). Son yuzyilda ismi kanun olarak degistirilen hicbir teori de yoktur zaten ama kimse kalkip da “Einstein’s relativity is only a theory” demiyor – cunku bu teorinin yaptigi tahminler dogrudan inanc sistemlerinde bulunan bir cumle ile celismiyor (saniyorlar!)… Adamlar yeri gelince Big Bang ispatlandi – iste evrenin yaratildiginin isti bilimsel olarak bulundu derken bilimin baska bulduklarini islerine gelmeyince gozardi ediyorlar… Malesef fizigi de biyolojiyi takip ettikleri kadar takip edebiliyorlar ancak. Son gelismelerden haberdar olsalar M-theory sayesinde big bang’in var olan 2 evren manifold’unun carpismasi sonucu olabilecegini – dolayisi ile zamanin bizim evrenimizin olusmasi ile baslamadigini, aslinda ‘universe’ degil ‘multiverse’ bir ortam icerisinde bulundugumuze vs ogrenirlerdi…

    Maymunlarla insanlar arasindaki kromozom sayisina donelim… Sanirim 2003 yilinda veya o civarda Nature’da yayinlanan bir makalede “evrim teorisi”nden yola cikarak 2 kromozomun insan evrimlesirken birbiri ile birlesmis oldugu hipotezi (yani tahmini) yapildi (aslinda 2 kromozomun birlesmesi sonucu insan maymundan evrimlesti demek daha dogru olur – insanlarda ‘causality’ konusu hep problem olmustur ve olmaya devam etmektedir…). Yapilan gene sequencing islemi sonucu, kromozomlarin basini ve sonunu gosteren isaret ‘marker sequence’ (sanirim) 2. kromozomun ortasinda ve iki ucunda bulundu… Bu da “yet another prediction of evolution confirmed at the genetic level” olarak ortamlarda yankilandi. Evrimin yaptigi ispatlanmis tahminlerin listesini yapmaya benim omrum yetmez herhalde… Halkin anlayacagi turden iki ornek vereyim: (i) Her sene nasil oluyor da yeni grip virus turleri ortaya cikiyor (new seasonal flu strain seklinde arayabilir ilgili kisiler); (ii) nasil oluyor da antibiyotiklere dayanikli bakteri turleri 50 yildir ortalikta yeseriyor – bunlar daha once yoklardi ama gokten mi indiler bilmedigimiz bir kanalla – bize giciklik olsun diye? Yoksa evrim teorisi ve onun isleyis mekanizmasi olan dogal secim (natural selectioni) isbasinda oldugundan mi bunlar oluyor… Her sene grip olan adam evrimin kaniti oldugunun farkinda degil ben ona yanarim… Nasil anlatsak ki bu arkadasa konuyu?

    Bu konularda duygusal olan ben degilim aksine israrla evrim yoktur diye bilmeden konusan insanlar. Harun Yahya gibi icten pazarlikli ve hangi amaca hizmet ettigi belli olmadan (! – belli degil mi acaba?) yazip cizen tayfanin, Amerika’da Creationism olayindan Intelligence Design olayina fikirleri evrimlesen (evet yazili kanitlari var… yazdiklari kitapta creationism kelimelerini intelligent design seklinde degistirirken typolar kalmis su sekilde: cintelligent designism’ … vs vs.” Adamlar kitaptaki kelimeleri degistirirken “transitional fossil” birakmislar 🙂 farkinda degiller…

    Olaya objektif bakan hangi genetikci ve biyoloji uzmanin sorarsan sor evrim kesin dogrudur diyecektir. Buna objektif bakamayan kisiler de zaten inanclarindan kopamayan tiplerdir – onlar da objektik bilimadami degil zaten…

    Sana kisaca diyebilirim ki, bulgulari beklemene gerek yok – makalelerde kitaplarda, dogal tarih muzelerinde bulgu kayniyor. Konu ile ilgilenen herkesi bunlara bakmaya, okumaya, ogrenmeye davet ederim… Bu konuda suphe goturecek bir durum olmadigini rahatlikla herkes gorebilir. Yeter ki eldeki acik delillere baksinlar ve safsatalari gerceklerden ayirt etmeyi basarsinlar…

  • Deniz Erdogmus

    October 4, 2009 at 10:43 pm

    Son olarak da konu ile ilgilenenler icin dunyamizda hayatin evrimini ozet olarak sunayim giris bilgilerimiz yerine oturmus olsun…

    Tum tarihler yaklasik olup aklimda kaldigi kadari ile verilmistir. Dogru tarihler ve zaman araliklari ansiklopedik kaynaklardan ve egitimsel kaynaklardan bulunabilir. Bunlardan internette bolca mevcut. http://www.nsf.gov sayfasindan baslamayi tavsiye ederim (National Science Foundation):
    http://www.nsf.gov/news/special_reports/darwin/

    Evrenin yasi: 13.7 milyar

    Gunesin yasi: 5 milyar

    Dunyanin yasi: 4.6 milyar

    Ayin yasi: 3.6 milyar

    Dunyada okyanuslarda ilk “canli” denebilecek hucremsi yaratiklarin olusmasi: 2 milyar yil once (myo)

    Fotosentezin icadi (green algea): sanirim 1.5myo falan

    Fotosentez yapan bitkilerin denizden karaya cikmasi ve yayilmasi: 1.5-1myo
    Yeryuzunu kaplayan ilk bitkilerin yaydigi oksijen ile ozon tabakasi ve yuksek oranda oksijen iceren alt tabaka atmosferin olusmasi ile yeryuzunde dev boceklerin yasadigi bir donem olmustur.

    Ayni siralarda denizlerde de jelimsi hayvanlar (denizanasi tadinda) olusur: 1myo-600myo

    600-300myo (Cambrian-Permian-Devonian donemlerinde): Denizlerde cok cesitli hayat patlamasi olur. Istakoz, yengec tarzi bocek cesitleri, bircok deniz anasi sunger tadinda yaratik, bircok balik (kkopekbaliklarinin atalari), murekkep baliklari ve ahtapot cesitlerinin atalari (ammonite mesela ilginc olan ve bolca bulunan birsey)

    400-300myo: Amphibians (kurbaha gibi suda dogup hem suda hem karada yasayan hayvanlar) ortaya ciktilar…

    350-250myo: Reptiles (kertenkele, timsah gibi hayvanlari iceren hayvan gurubu amphibian’lardan evrimleserek sudan bagimsiz olarak karada yasamaya basladi. Bunlarin vucutlari pullarla kapli oldugundan vucutlarindaki suyu muhafaza edebiliyor ve sudan uzaklara gidebiliyorlardi. Buna karsin “amphibian hayvanlar duzenli olarak suya girmek zorundalar.

    300-250myo: Reptile turu hayvanlar karaya hakim olmaya baslar. Bu sirada ortamdaki bocekler, havadaki oksijen orani azaldigi icin kuculmustur (evet – boceklerin buyumesi havadaki oksijen yogunlugu ile orantili – bu da dolasim sistemlerinin yapisindan kaynaklaniyor – yapilan deneylerde, normal bildigimiz sinekler ve baska bocekler oksijen tupune bagli bir kapali ortamda devasa boyutlara buyuyorlar…) Bu kertenkeleler (reptlies) bocekleri ve birbirini yemeye baslar. Bazilari da otlari bitkileri yemektedir… Bu arada dinozora giden yol ortaya cikmaktadir (ornegin en unlu dinozor cesitlerinden dimetrodon aslinda henuz dinozor denecek seviyede evrimlesmemistir ve bu dinozor oncesi Permian doneminde ortaya cikmistir.)

    250-205myo (Triassic devri): Ilk dinozorlar (dinosaurs), ilk terosorlar (pterosaurs)… Pterosaur ailesi ucan kertenkele turu olup dinozorlarla beraber ortaya cikmis ve ayrica evrim gecirmistir. Kuslarla alakasi yoktur – bazi kaynaklarda aksi soylense de… Bu sirada yeryuzu dikensi yapraklari olan agaclarla kaplidir (cam turleri gibi yani). O yuzden bu zamanki otcul dinozorlarin agizlari bunlari yemek icin ozellesir. Bazi genis yaprakli agaclar ve bitkiler de bulunmaktadir… Bir yandan da kaplumbaga benzeri turler ortaya cikar (kaplumbagadan bagimsiz evrimlesmis ama tip olarak benzeyen hayvanlar vardir (Henodus gibi)…

    205-145myo (Jurassic): Bu donemde dinozorlar devasa boyutlara ulasir. Ot yiyenler kendilerini korumak icin et yiyenler onlarla mucadele edebilmek icin buyurler. Dinozorlarin hepsi buyuk degildir aslinda. El kadar olanindan balina kadar olanina bulunur. Ilk kus-dinozorlar ortaya cikmaya baslar – bunlarin tuyleri vardir. Bu siralarda memeli hayvanlara giden yol acilmistir “mammal-like reptiles” denen bebeklerini yumurtaya birakmayip karninda tasiyan ama emzirmeyen, yari soguk yari sicak kanli vs hayvanlar olusur.

    145-65myo: (Cretaceous) Gec dinozorlar – en cok biliinen turler (triceratops, stegosaurus, t-rex, sanirim ilk kus diyebilecegimiz archeopteryx de bu zaman cikti)…
    Ilk memeli hayvanlar – temelde fare tarzi kucuk seyler, genelde buyuk dinozorlardan kacarken kucuk olanlari da yemisler…

    65myo: Meksika korfezine dusen bir meteor ve suregelen yukselmis yanardag aktivitesi atmosferi olumsuz etkiler ve 65myo dinozorlar ve pterosaurlar yok olur (bunlarla beraber gunumuzdeki koyundan buyuk olan tum hayvan turleri yok olmus, bircok bitki turu kaybolmus, denizlerde hayat daha iyi dayanmis degisikliklere karsi… Kucuk memeliler yer altinda yasadiklarindan idare etmisler…

    65-55myo: Asya’da memeli hayvanlar gelismis serpilmis, kurt/hyeena/kopek tarzi hayvanlar ortamin krali olmus. Buna karsin Asya’dan baska tum kitalarda kalan dinozor/kus cesitleri ortama hakim olmus. Bu sirada Asya ve K. Amerika uzun bir buz dagi ile ayriliyormus ve bu iki gurup birbirinden bagimsiz devam etmis. Yaklasik 55myo Asya diger kitalarla baglaninca memeli avci hayvanlar devasa kuslari yenerek tum dunyaya hakim olmuslar. O andan itibaren dunya memelilerin kontrolune girer.

    55myo: Ilk primate/lemur denecek hayvan turu cikar – kucuktur, agaclarda saklanir ve tehlikeden korunur, meyve findik fistik yer.

    47myo: primate ve lemur guruplari ayrilir (insan primate gurubundan ortaya cikacaktir daha sonra)…

    20myo: Ortamda memeliler kol gezmektedir ve cesit cesitlerdir. Fillerin, atlarin, koyunlarin, kedilerin, kopeklerin, maymunlarin atalari her taraftadir… Memeli memeliyi avlamaktadir. Great Ape kolu diger maymunlardan ayrilir.

    8-4myo: Insana giden kol diger great ape turlerinden ayrilir. 10-8 myo gene buyuk bir felaket sonucu toplu katliam yasanmis ve bircok hayat turunun koku kazinmistir – bu tur vakalar zaten bolca mevcut gecmiste.

    4-1myo: Bircok humanoid (insansi terimi iste burada daha uygun, sempanzelere gorillere insansi demek bu acidan dogru degil demek istemistim…) turu olusur, kaybolur… Bunlardan bazilkari yasamaya devam eder ve…

    1milyon-200milyon yil once: insansi turler ates yakmayi taslardan alet yapmayi ogrenir. Toolmaker takma adiyla anilan bir insansi tur neredeyse 1 milyon yil once ortaya cikmistir. Aslinda tas devri denen donem 1 milyon yil once baslayip 5000 yil oncesine kadar devam eden cok uzun bir surectir… ve bircok insansi turu kapsar.

    250000-20000 yil once: dunyanin heryerinde cesitli humanoid turler vardir. Yaklasik 200000 yil once bizim mensibi oldugumuz homo sapiens’e giden kol ortaya cikar Afrika’da Etyopya civarinda). Paralel olarak kuzeyde Avrupa ve Sibirya’da Neandarthal Asya-Avustralya arasinda Java Man kolundan gelen baska insansilar yasamaktadir.

    60-50bin yil once insanlar Afrika’dan cikarak doguya Asya’ya ve kuzeye Avrupa’ya ve Sibirya’ya yayilirlar. 50bin yil once Alaska’dan Kuzey Amerika kitasina insanlar ilk kez girer. 10bin yil icerisinde Arjantin’e ulasacaklardir… Bu sirada 50bin-20bin yil once Avrupa ve Sibirya bolgelerinde insanlar ile Neandarthel guruplari arasinda hem savasma hem sevisme olaylari vuku bulur. Neandarthel kolu bize kirmizi sac genini verir (!!!) – konusma geni de onlardan gelen katkilarla bizim su anki seviyeye gelmemize sebep olmus olabilir – onlarin iyi gurup avcisi oldugu ve taktikler uyguladiklari bilinmekte… iyi konusma ve planlama gerektiren bir yasam bicimi.

    MO 10bin civari:

    Nedense Neandarhel gurubu yok olmustur. Mamutlar ve son buz caginda yasamis bircok hayvan turu yok olur.

    Insanlar dunyaya hakim olur ve son 20bin yildir heryere yayilir yerlesir, metal islemeyi vs ogrenir, sehirler kurar, sonra da o sehirleri yok etmeyi beceren silahlar icat eder… Birbirlerini yemeye baslarlar ortamda mucadele edecek baska hayvan turu kalmayinca…

  • Ufuk Erdoğmuş

    October 5, 2009 at 10:24 am

    Umarım uzun özeti ve bilimsel olarak birikmiş yorumlarını herkes okur. Sitenin isminde de söylediğim üzere, herşeyin başı bu zaten.

  • Ahmet Zehir

    October 5, 2009 at 10:54 pm

    vakitsizlikten ve internetsizlikten yazmak istedigim yorumlari yazamadim 🙁 ama su iki siteye yonlendirmek isterim okuyucularini ufugum. http://evrimianlamak.org/e/Ana_Sayfa bu sayfa evrim caliskanlari adli gonullu grubun emegi sayesinde turkceye cevrilmis bir sayfa. orjinali berkeley’e ait. icerik, evrimi anlamak isteyen ve uzulmek istemeyen vatandasa onerilir. bu da (http://evrimcaliskanlari.org/blog/) evrim caliskanlarini blog’u. feci guzel yazilar cikariyorlar evrim ile ilgili.