Post Image

Bunun da Sorumlusu Küresel Isınmaymış!

Trakya ve İstanbul’da yakınlarını kaybeden herkesin başı sağolsun.

Onyıllardır yapılan yanlışlar, Özal’ın meşhur “benim memurum işini bilir” anlayışıyla dikilmiş kaçak yapılar, serbest piyasa ve sermayeye dayalı “küresel” düzenin Türkiye’ye girdiği ilk yıllardan beri süregelen köşe dönme merakı ve bugünkü belediyenin en azından hasarı azaltmak için yapmış olabileceklerin hepsi yıllar boyunca birikerek bugünkü kayıplara yol açtı.

Muhalefet doğal olarak kayıpları olan halkın sesi olmak durumunda. İsyanlarını belediye başkanı Topbaş ve vali Güler’e yönlendiriyor, istifa çağrısı yapıyorlar. Her ne kadar alınabilecek önlemler, 15 yıllık İstanbul yönetimi süresince geliştirilebilecek altyapı düzenlemeleri oldukça fazla olsa da bugün kayıp yaşamış olmamızın bir sebebi de yağmurun şiddeti. Bu açıdan bakarsak aslında farkederiz ki bu kadar şiddetli bir yağmurda felaket yaşanmış olması normal karşılanabilir. Ancak yine de hasarın azaltılamamış olmasının sorumluluğunun üstlenilmiş olması gerekirdi. Bütün bu olaylar süresince sinirlerimi en çok yıpratan mesele de bu, yani hem valinin hem de belediye başkanının ne bir sorumluluk, ne bir pişmanlık duymuş olmasıydı.

Vali “kaç kere söyledik yağmurda arabayla çıkmayın diye, dinlemediler” havasında neredeyse hayatını kaybedenlere fırça atıyor konuşmalarında. Belediye başkanı “Amerika’da ve Avrupa’da da böyle felaketler oldu, tek sorumlu doğaya kafa tutan insanoğlu ve küresel ısınma” diyerek ne idüğü belirsiz bir yöne konuyu çekiyor.

Küresel ısınma hala tartışılıyor olmasa en azından kısmen geçerli bir bahane olduğundan içim daha az yanacak. Ama o konuya bu yazıda tekrar girmesek daha iyi olacak sanırım…

Ne olursa olsun, herhangi birisi çıkıp adam gibi “biz bazı düzenlemeler yaptık, ama yeterli olmadı. Bir dahaki sefere aynı kayıpları yaşarmamak için elimizden geleni yapacağız. Özür diliyoruz.” deseydi, herhalde kimse ne kızabilirdi ne de istifaya çağırabilirdi. Ama yüzsüz bir yaklaşımla ölenleri suçlamak, küresel ısınmayı bahane etmiş olmak bile o derece önemli mevkide bulunan birisine yaraşmayacağı için tek başına göreve uygun olmadıklarının delilidir. Belediye başkanını geçtim, en azından geçmişinde benzer saçma beyanlar bulunduran valinin hükümet tarafından değerlendirilmesi, en azından uyarılması gerekir.

Sorunlarla karşılaştığımızda olayların neden ve nasıl geliştiğinden dersler çıkarıp en kısa zamanda yüzümüzü ileriye çevirmemiz, geç de olsa önlemleri almaya başlamamız şart. Fakat bunun da yapıldığından emin olamıyoruz.

Yaşanan bu sel felaketinden sonra en büyük korkum yaşanması her an beklenen ve neredeyse hiç önlem alınmayan büyük İstanbul depreminin yağmurlu bir güne denk gelmesi. Ne depreme ne de yağmura yeterince önlem alınmayan bir şehirde bakalım o zaman kim ne bahane bulacak…